Optik koherens tomografi (OCT), retina sinir lifi tabakası (RNFL) kalınlığı, optik disk çukurluğu ve diğer yapısal parametreleri yüksek çözünürlükte görüntüleyebilen non-invaziv bir görüntüleme yöntemidir. Glokom şüphesi olan (örneğin, yüksek göz içi basıncı, optik disk anomalileri olan ancak henüz görme alanı kaybı olmayan) bireylerin takibinde OCT, optik sinir hasarının erken belirtilerini saptamada ve hastalığın ilerlemesini izlemede önemli bir araçtır. Sitikolin, nöroprotektif özellikleri nedeniyle glokomun erken evrelerinde veya glokom şüphesi olan bireylerde optik sinir yapısını koruyucu potansiyeli açısından araştırılmaktadır. Bu bağlamda, sitikolinin uzun dönemli kullanımının OCT parametreleri üzerindeki etkilerinin izlenmesi önem taşımaktadır.
Glokom, optik sinir hasarı ile karakterize olduğu için, erken tanı ve risk altındaki bireylerin uzun dönemli takibi büyük önem taşır
Glokom şüphesi olan bireylerde, optik sinir yapısında henüz belirgin hasar olmamasına rağmen, RGH’lerin ve RNFL’nin stres altında olabileceği düşünülmektedir. Sitikolinin nöroprotektif etkileri, bu stres altındaki hücrelerin sağkalımını destekleyebilir ve yapısal bütünlüğünü koruyabilir. Bu teorik fayda, OCT ile ölçülen RNFL kalınlığı ve optik disk parametrelerinde uzun dönemde daha az incelme veya değişiklik olarak kendini gösterebilir. Eğer sitikolin, glokom şüphesi olan bireylerde optik sinir yapısını koruyabilirse, hastalığın klinik olarak ortaya çıkışını geciktirebilir veya ilerleme hızını yavaşlatabilir.
Bazı ön çalışmalar, sitikolin tedavisinin glokom hastalarında OCT parametrelerinde (özellikle RNFL kalınlığında) stabilizasyon veya minimal değişikliklerle ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Glokom şüphesi olan bireylerde yapılan sınırlı sayıda çalışma da benzer yönde bulgular sunmaktadır. Bu çalışmalarda, sitikolin kullanan bireylerin OCT ölçümlerinde, kullanmayanlara göre daha az ilerleyici incelme gözlemlenmiştir. Ancak, bu alandaki kanıtlar henüz başlangıç aşamasındadır ve daha kapsamlı uzun dönemli çalışmalara ihtiyaç vardır.
Gelecekteki araştırmalar, glokom şüphesi olan geniş hasta kohortlarında randomize kontrollü tasarımlarla sitikolinin OCT parametreleri üzerindeki uzun dönemli etkilerini prospektif olarak incelemelidir. Çalışmalar, farklı dozlarda ve sürelerde sitikolin kullanımının RNFL kalınlığı, optik disk alanı, rim alanı ve çukurluk/disk oranı gibi çeşitli OCT parametreleri üzerindeki etkilerini değerlendirmelidir. Ayrıca, sitikolinin görme alanı testleri ve diğer fonksiyonel ölçümler üzerindeki potansiyel koruyucu etkileri de OCT bulgularıyla birlikte analiz edilmelidir. Çalışmalara, glokom gelişimi için farklı risk faktörlerine sahip (örneğin, yüksek GİB, aile öyküsü, optik disk anomalileri) bireyler dahil edilmeli ve sitikolinin farklı risk gruplarındaki etkinliği karşılaştırılmalıdır.
Sonuç olarak, sitikolinin glokom şüphesi olan bireylerde optik sinir yapısını koruyucu potansiyeli ve bunun OCT parametreleri üzerindeki uzun dönemli etkilerinin izlenmesi, glokomun erken yönetimi ve önlenmesi açısından önemli bir araştırma alanıdır.
Gelecekteki titizlikle yürütülmüş uzun dönemli çalışmalar, sitikolinin glokomun preklinik evresindeki rolünü daha net bir şekilde ortaya koyabilir ve risk altındaki bireyler için koruyucu tedavi stratejilerinin geliştirilmesine katkıda bulunabilir.