Düşük tansiyonlu glokom (DTG), göz içi basıncının (GİB) istatistiksel olarak normal aralıkta olmasına rağmen optik sinir hasarı ve buna bağlı görme alanı kayıplarının görüldüğü bir glokom tipidir. DTG patogenezi tam olarak anlaşılamamış olsa da, optik sinir başı vasküler yetersizliği, sistemik vasküler faktörler ve retina gangliyon hücrelerinin (RGH’ler) intrinsik hassasiyeti gibi mekanizmaların rol oynadığı düşünülmektedir. Geleneksel glokom tedavilerinde GİB düşürme hedeflense de, DTG hastalarında bu yaklaşımın etkinliği sınırlı olabilir. Bu nedenle, optik sinir başı perfüzyonunu (kanlanmasını) iyileştirmeye ve RGH’leri korumaya yönelik nöroprotektif stratejiler DTG yönetiminde önemli bir yer tutmaktadır.
Sitikolin, nöroprotektif ve vasküler fonksiyonları destekleyici potansiyel etkileri nedeniyle DTG hastalarında görsel fonksiyonlar ve optik disk perfüzyonu üzerindeki etkileri açısından araştırılmaktadır.
Optik sinir başının yeterli kanlanması, RGH’lerin sağlıklı kalması ve fonksiyonlarını sürdürmesi için kritik öneme sahiptir. DTG’li hastalarda optik sinir başı perfüzyonunda azalma olduğu ve bu durumun RGH hasarına katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Sitikolinin, beyin ve gözdeki vasküler endotel fonksiyonlarını iyileştirerek ve kan akışını düzenleyerek optik disk perfüzyonunu artırabileceği öne sürülmektedir. Ayrıca, sitikolinin RGH’ler üzerindeki doğrudan nöroprotektif etkileri (membran stabilizasyonu, antioksidan etki, mitokondriyal destek) de, yetersiz kanlanmaya bağlı hasara karşı hücrelerin direncini artırabilir.
Bazı klinik çalışmalar, DTG hastalarında sitikolin tedavisinin görme alanı defektlerinin ilerlemesini yavaşlatabileceğini ve hatta bazı hastalarda görme fonksiyonlarında hafif düzeyde iyileşmeler sağlayabileceğini göstermiştir. Bu iyileşmelerin, sitikolinin optik sinir başı perfüzyonunu artırması ve RGH’leri korumasıyla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Doppler görüntüleme teknikleri ile yapılan bazı çalışmalarda, sitikolin tedavisinin optik sinir başındaki kan akışını artırdığına dair bulgular elde edilmiştir. Ayrıca, görsel uyarılmış potansiyeller (VEP) gibi elektrofizyolojik testlerde de sitikolin tedavisi sonrası iyileşmeler gözlemlenmiştir, bu da optik sinir fonksiyonlarında düzelme olduğunu düşündürmektedir.
Gelecekteki araştırmalar, DTG hastalarında sitikolinin görsel fonksiyonlar ve optik disk perfüzyonu üzerindeki etkilerini daha kapsamlı bir şekilde incelemelidir. Randomize kontrollü çalışmalar, farklı dozlarda ve sürelerde sitikolin tedavisinin görme alanı, görsel keskinlik, kontrast duyarlılığı ve renkli görme gibi farklı görsel fonksiyonlar üzerindeki etkilerini değerlendirmelidir. Optik disk perfüzyonu, optik koherens tomografi anjiyografi (OCT-A) ve renkli Doppler görüntüleme gibi non-invaziv yöntemlerle objektif olarak ölçülmeli ve sitikolin tedavisiyle ilişkili değişiklikler takip edilmelidir. Ayrıca, sitikolinin DTG’nin farklı alt tiplerindeki (örneğin, belirgin vasküler risk faktörleri olan veya olmayan hastalar) etkinliği de araştırılmalıdır.
Sonuç olarak, sitikolin tedavisi, düşük tansiyonlu glokom hastalarında görsel fonksiyonları koruma ve optik disk perfüzyonunu iyileştirme potansiyeli olan umut vadeden bir nöroprotektif strateji olabilir. Özellikle GİB düşürücü tedavinin sınırlı kaldığı DTG vakalarında, sitikolinin kullanımı görme kaybının ilerlemesini yavaşlatabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Bu alandaki gelecekteki araştırmalar, sitikolinin DTG yönetimindeki rolünü daha net bir şekilde ortaya koyacaktır.